Ayvalık Cunda Adası, Kışın Yaza Gitmek
Ana Sayfa » Ayvalık » Ayvalık Cunda Adası, Kışın Yaza Gitmek
Yazan-Çizen Cundalı | 4 kişi yorumlamışyorum cunda
Üretim Tarihi: Pazar, Şubat 24, 2008

Ben dağları çok severim. Hele zirveleri beyaza boyanmışsa seyretmeye doyamam. Ama kış aylarında onlarla kucaklaşmayı pek tercih etmem. Dağlar benim yazlık sevgilerimdendir.

Çiçeklerle süslenen yaylalarda, serin rüzgârla oynaşmasını patikalarda yürümesini, çağıl çağıl akan derelerin kenarlarında oturmasını tertemiz kokan havasını solumasını severim. Kışın ise onu uzaktan severim. ”Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli” şarkısındaki gibi…

Ayvalık Cunda, Kışın Maskeler Düşer Gerçek Yüzler Görünür

Kışın Dağlara neden gitmem? Belki karın yolları tıkamasından çekinirim. Belki kayak yapmasını bilmediğim için kayanları kıskanmaktan korkarım. Ama bende karlı bir dağ başında, gürül gürül yanan şöminenin karşısın da, çıtırdayan alevlere dalıp gitmeyi herkes gibi çok severim. Bunun düşü bile heyecanlandırır. Ama iki gün sonra bu romantik ortamdan sıkılacağımı, kaçmak isteyeceğimi bilirim. Bu yüzden de aceleci ruhumla zaman zaman kavgalaşırım.

Kış aylarında yazlık mekânlara gitmeyi severim. Çünkü kış aylarında, yazlık coğrafyaların gerçek yüzünü gösterdiğini bilirim. Makyajsız, yalın, sade… Tıpkı yataktan yeni kalkmış sabah mahmuru kadın gibi. Yazlık mekânların yalnızlığı beni cezbeder. Bu sessizlikte biraz hüzün yüklüdür. Sevdiklerini yolcu etmiş insanların yüreğine dolan hüzne benzetirim nedense… Sokaklar, kahveler, meyhaneler, sahiller hep yalnızdır. Her köşeye bir sessizlik çökmüştür. Yazlık mekânlarda ki bu koyu hüznü ve yalnızlığı sevdiğim için kış aylarında oralara gitmeyi severim.

Ayvalık, kış yolcuğumun vazgeçilmez duraklarından biridir. Yaşam pillerimin zayıfladığını hissettiğim an, soluğu hemen Cunda (Alibey) adasında alırım. Hele şansıma güneşli bir hafta sonu rastlamışsa keyfimden ölecek gibi olurum. Yaz günlerinde kalabalıkların omuz omuza dolaştığı sahilde adımlarımın sesini dinleyerek tek başıma yürürüm. Kıyıda sadece balıkçılar vardır. Birde Cunda adasının meşhur kedileri… Kimi öğle yemeği için ahtapot’u taşa süre süre yumuşatmakta kimi yırtılan ağlarını onarmakta kimi geceden attığı ağları temizlemekte kimi de tekleyen su pompasını tamir etmektedir.

Cunda adasında kıyıda sıralanmış restoranlar, masaları toplamış, iskemleleri ters çevirmiş, hepsinin üstünü naylonlar ile kaplamışlardır. Bir yolculuk hazırlığına benzetirim bu görüntüyü kışa doğru yapılacak bir yolcuğa… Restoranların bazıları kapanmış, bazıları da yolun karşı tarafındaki küçük kışlık mekânlarına çekilmişlerdir. Etraflarında kimseciklerin olmamasına rağmen kapıda yine birisi bekler. Nede olsa gelene geçene “ Hoş geldiniz… Buyurun…” demek gerekir, Ayvalığa, Cunda adasına gelenlere. Bu bir yaz alışkanlığıdır ve kolay vazgeçilmez.

Sabahları nereye gideceğimi bilirim. Sahili bitirip, Dede’nin yerinde boş masalardan birine oturur meşhur Ayvalık tostunu beklemeye başlarım. Burada beni tanırlar. O yüzden malzemeler benim tostuma bolca konur. O yüzden eriyen teneke tulumları sandviçimden taşar. Onları dökmeden yemek için özel gayret gösteririm. Ne yaparsam yapayım o güzelim peynirlerin yarısının peçetelere yapışıp ziyan olmasına mani olamam. Ama merak etmeyin onların da müşterisi hazırdır bu şirin adada. Balık yemekten göbeklenmiş kediler…

Karnım doyunca Taş kahve’nin önüne atılmış masalardan birine otururum. Gazete okurum diyeceğimi sanıyorsanız yanılırsınız. Böylesine güzel bir ortamda olayların canımı sıkmasını istemem. Haberlerin içimi karartacağını bilirim. Bunu birazda olsa erteler; seyre dalarım adayı, insanlarını, yaşamı…

Masada çay üstüne çay içip boş boş etrafı seyrederim. O sırada adanın kedileri etrafımı sarmıştır. Balıktan umudunu kesmiş kedilerdir bunlar. Bir simit alıp onların umudunu boşa çıkarmamaya çalışırım. Öğle yemeğini akşamı düşünerek geçiştirmeye çalışırım. Ya bir sandviç yerim ya da Nesos’ta Murat’ın evden getirdiği lezzetli yemeğe bir iki çatal ortak olurum. Muratla yıllardan beri ağabey- kardeş gibi olduğumuz için kapris yapmaya çekinmem. Zeytinyağı’nın hasını, balık’ın lezzetlisini, ahtapot’un pamuk gibi olanını, olmayan ot yemeğini isterim… Gündüz içmek âdetim olmadığı halde bir kadeh rakıya da hayır demem. Rakı’nın yanına kırma yeşil zeytini asla ihmal etmem. Sonra üstüme tatlı bir rehavet çöker. Odama çekilip yatağa uzanırım. Kitap okumak bahanedir. İkinci paragrafta göz kapaklarımın kapanacağını rüyamda Ayvalık’ı göreceğimi bilirim.

AYVALIK’DA KERAHET VAKTİ GELDİĞİNDE

Ayvalıkda akşam güneşi batmadan, soluğu bir acele Şeytan sofrasına alırım. Çünkü dünyada en güzel güneş batımının bu tepede izlendiğini bilirim. O andaki renk cümbüşü ve oluşan manzarayı anlatma becerisine bir türlü sahip olamadım. Turuncu, kırmızı, mavi, turkuvaz, pembe, sarı, açık mavi, çivit mavisi, beyaz bulutlar, gökyüzünü çizen uçaklar, bir gölge gibi süzülen gemiler… Şeytan sofrası’ndaki güneş batımını anlatabilmek için benim bulduğum anahtar kelimeler bunlar.

Güneş elini eteğini çekip de hava soğumaya başlayınca, soluğu tekrar cunda’da alırım. Çünkü vakit gelmiştir artık! Sahilde sıralanan restoranların hakkını yemek istemem. Çünkü hepsinin sunduğu mezeler birbirinden lezzetlidir. İnsanın damağını şaşırtan cinstendir. Nesos, Bay Nihat, Günay, Deniz ve birçok isim daha tercih sizin.

Cunda adası akşamları özellikle kışın çok keyiflidir. Lüzumsuz kalabalıklar, lüzumsuz gürültüler ve kahkalar duyulmaz. Duyulan tüm sesler gerçek ve içtendir. Sonraki günlerde birbirine benzer geçer. Yürüyüşleri tostlar, çaylar, kediler, balıkçılar, öğle kaçamakları, şekerlemeler güneş batımları ve akşam yemekleri…

Ben kış aylarında yazlık mekânlara yolculuk ederim. Onların gerçek yüzünü görmek bana yaşam sevinci verir. Yaşam akülerimi doldurur size de öneririm.

Ayvalık, Cunda adası otel rehberi.

Ayvalık Cunda Adası, Kışın Yaza Gitmek

MEHMET YAŞİN


View this Post in: English French Arabic German Greek Japanese Spanish

Facebook'da Paylas

Bakın Millet Neler Demiş?

4 comments
  1. Seven Ismailoglou
    Temmuz 17, 2008
    sus

    lütfen bize prosürleriniz gönderirmisiniz alman arkadaslari gönderecegiz

    brenemn den selamlar

    seven ismailoglou


    View this Comment in: English French Arabic German Greek Japanese Spanish

    Cevap yaz
  2. Engin AYAR
    Ocak 18, 2009
    sus

    Helal Olsun Cok Guzel anlatmissin Ayvalik ve Cunda Adasini… bende bu hafta ayvalıga gidecegim ama senin bu yazını okuduktan sonra ayvalıga olan bakıs acimin cok ddegisecegini biliyorum.. Gercekten Yüregine Sağlık…


    View this Comment in: English French Arabic German Greek Japanese Spanish

    Cevap yaz
  3. Murat
    Ağustos 22, 2010
    sus

    Bu guzel yazim ve anlatiminizla siz bir kitap yazabilirsiniz
    Turk insanina kucuk ve basit seylerle mutlu olunabilecegini
    ayni zamanda Cunda ve Ayvaliga olan hayranliginizi yazilarinizla
    olumsuzlestirmis. Buyorenin insanlarina ben dahil olmak
    uzere degeri bicilmez bir armagan vermis olursunuz.
    Saygilarimla. Murat Sakin.


    View this Comment in: English French Arabic German Greek Japanese Spanish

    Cevap yaz
  4. MUALLA ÜNSAL
    Aralık 27, 2011
    sus

    Ayvalık a olan merakım artıkça artar oldu. Nasıldır orada yaşam diye… Küçücük çocuklarımla gitsem yerleşsem oraya mutlu olurmuyum, ilkokul, iş, yaşam …. Nasıldır Ayvalık kış mevsiminde, soğukmu, rüzgarlı ve nefes aldırmazmı buralar gibi! Yoksa ılık, yumuşak ve huzurlu mu düşlediğim gibi!… Çıldıracağım merakımdan. Birileri, Ayvalık ta yaşayan birileri anlatsa ya bana Ayvalık ta yazı, kışı, baharı…


    View this Comment in: English French Arabic German Greek Japanese Spanish

    Cevap yaz

Söyleyecek birşeylerim var diyorsanız!

Resminizi ekleyin!
Gravatar'a katılın ve burada resiminizde yayınlansın. Hemde Bedava!